27 Ocak 2011 Perşembe

Bir kadın öldü

Telefonu kapattıktan sonra;
Soluksuz kaldım.Evet nefes alamadım..Ölüm çok yakındı.
Yakın ve kaçınılmaz bir gerçekti ölüm.
Bir kadın öldü.
Onunla ilgili bildiğim en kötü şey;genç yaşta dul kalmış olmasıydı.
Toprakla iç içe olan bu kadın,toprak oldu.
Onunla ilgili hatırladıgım güzel anlardan biri;
9 yaşındaydım sanırım.İlk defa köyümüze gitmiştim.Kızılcık reçeli çok severdim.
Bana reçel yapmıştı...
Köy evlerinin pencereleri dışında iki kanat vardı,bu kanatlar dışarı dogru açılan ahşap malzemedendi.Bir gün o pencere kanatlarını açıp,bana seslendi.
Ve kızılçık reçeli sürülmüş, bir dilim köy ekmeğini bana uzattı.
Köy hayatı,doğal yaşam,babaannemin ilgisi ve kızılcık reçeli güzeldi.
Güzellikler gitgide uzaklaşıyor işte..Gidiyorlar..
Hafızamdan silinmeyecek olsalarda,kayboluyorlar.
Artık beni sadece ağlatıyorlar.
Bir kadın öldü...Kurtulur gibi öldü.Pişmanlıkları tokat gibi,yüzümüze vurarak gitti.
Kiminin canı yandı,kimi hissetmedi.Zaten önemsizdi,çünkü ölüm çok yakındı.
Mekanı cennet olsun.

Hiç yorum yok: