23 Ağustos 2011 Salı

The End

Bir kadın sizinle delice tartışabiliyorsa, sevinin çünkü susmuş bir kadın için bitmişsiniz demektir...

21 Ağustos 2011 Pazar

Aslında..


Kimsesiz değildim oysa,
Umut bağladığım adamlar salt kalmıyordu satırlarda...
Öksürdüğü sürece vardı babam.
Duyabildiğim en zararsız sesi oydu
ve birkaç lanet şişe onu kahramanlıktan alı-koyuyordu,
Bizleri de kahrın kucağına..
O istiyordu böyle olmasını
Belki de o istiyordu yaşla dolmasını gözlerin
Ona da umut bağlıyor, inanıyordum her seferinde,
Hayatıma nüfuz eden her adam gibi,
O da sadakatten bihaber, salıyordu beni en kör kuyuya.

Bilmem kaçıncı boyut

-Ben hastayım..

-Etrafında çok doktor var iyileştirirler seni..

-Peki hayat bir hastane diyelim,Onlar doktor.Ya sen?

-Bende senin gibi bir hastayım.Ben Senim.

-(Sessizlik)

Trafiğe kapalı..


Hayatı dagınık yaşamak,
aşkla,zevkle,özgür yaşamak bir bedel ödetir biliyorum ihtiyarlıkta..
Faydası olmaz,bugün özgür,deli dolu olmanın yarınlara.
Olsun çok yaşadım nasılsa,diyemez insan.
İşte bu sebeple,bir yerde durmalı biliyorum.
Ama ben frenleyemiyorum,sen durdursana şu hız tutkunlarını!
Bizi durdursana..
Yaşlanıyorum.

Bendim..

Kördünüz! Yalnızlığım avuclarınıza konan bi parıltıdan ibaret olup, farkedilmesi zor değildi,
Ruhum çamur da koksa izi kalmaması için uğraştım inanın!
Sağırlaştınız!
Oysa ben en can alıcı nefesimle mırıldandım;
'Uzan' çağrılarıyla her birinize...
Debelendim, bendim o usanmayan
Sakat mıydınız?

TAT BIRAKMADINIZ