İlknur abla

Henüz pek gelişmemişti,yaşadığımız semt o dönemlerde..
Herkes aynı gibiydi ve herkes birbirini tanırdı.
Kadınların çok azı çalışır ve dedikoduya bol zamanları olurdu,ama bizim evimizin bahçesinde daha hoş sohbetler yapılırdı.Misafirimiz hiç eksik olmazdı.
O misafirler içinde,hep görmek istediğim biri vardı,pek gelmezdi bize.Hatta kimseye gitmez,sürekli çalışırdı.İlknur abla bir evin en büyük kızıydı.Babası ölünce okuldan alınmış,çalışmaya başlamıştı.Babasının ölümü ve okuldan ayrılmasıyla bir anda büyük bir kadın olmuştu sanki.Halbuki henüz 17 yaşındaydı.Makyaj yapmaya,topuklu ayakkabılar giymeye,eve geç saatlerde gelmeye başlamıştı.Annesi sürekli bunlardan şikayet eder, ve herkesin içinde Onu aşagılardı.İlknur ablaya herkes nasihatlerde bulunur,genç kızların daha dikkatli olmasını gerektiğini söyler,kimiside kızlarının onunla arkadaşlık etmesini engellerdi.
Ben onu çok severdim,annemde öyle...
O bunu bilir ve nadirende olsa vakit ayırıp bize gelirdi,annemle dertleşir,benimlede oyunlar oynardı.Bazı ödevlerimde yardımcı olur,çok güzel resimler yapardı.
Bazen onun ögretmenim olmasını isterdim.Öyle güzel anlatır,eğlendirerek öğretirdi ki hiç sıkılmazdım.Bir sevgilisi vardı,çok iyi bilemiyorum ama tahminimce uzaklarda bir yerdeydi.Çünkü bizim evimize zaman zaman mektupları gelirdi.Kendi evinin adresini veremeyeceğinden dolayı annemden böyle bir yardım istemişti.
Bir gün mektubu alıp okuduktan sonra,sevinçten haykırdı,anneme sarıldı.'Geliyormuş' dedi.
Ben çok anlam veremesemde gülümsedim.Elimden tutup, anneme ;
-Biz biraz dolaşalım abla,hem dondurmada yeriz, dedi.
Yolda kıpır kıpırdı,sürekli beni öpüyor,şarkılar mırıldanıyordu.O akşam benide bir heyecan sarmıştı,anlamsız.
Parkta bir banka oturduk,
-Hadi aspirin oynayalım dedi.
Bu bir tür oyundu,ben içimden bir rakam tutacaktım o bilmeye çalışacaktı,üç defa bilemezse yenilmiş olacak ve sonra o rakam tutacaktı.
Çok zevkli olmasada,O'nunla herşey eglenceli oluyordu.Çünkü beni hep anlıyor,dinliyor ve güzel şeyler ögretiyordu.Seviyordum İlknur ablayı.İnsan gibi insandı bana göre.
Aspirin oynamaya başladık,tuttuğu rakamı bir türlü bulamıyordum.
Güldü,
-Ben rakam değil,bir isim tuttum, 'Doğan' dedi.
-Hmm bir kuş ismi dedim, yırtıcıdır.
-Çok bilmiş seni,evet bir kuş türüdür.Ama aynı zamanda benim sevdiğim erkeğin ismi dedi ve tuttu elimden eve döndük.
O gece yakında İlknur ablanın evlenebileceği düşüncesine kapıldım,acaba gider mi?uzaklaşır mı? diye çok düşündüm.Üzülürdüm o giderse..
Bir akşam İlknur ablanın annesi Seval teyze bütün mahalleyi ayağa kaldırdı,kızını arıyordu.
O gece İlknur abla eve gelmemişti.
Ertesi günde..
Sonraki günde..
Polise haber verdiler,hastaneleri aradılar,tüm akraba ve arkadaşlarıyla görüştüler.
Annemde çok üzgündü.Ama sanki birşeyler biliyor ve saklamak zorundaydı.
Bende çocuktum ne yapabilirdim ki,İlknur ablanın dönmesini ve onu görmeyi çok istiyordum.
Seval teyze yine bize geldi ve anneme,
-Sana o Doğan denen adamdan bahsetmişmiydi? diye sordu,
Annem odama gitmemi söyledi ve beni uzaklaştırdı.Neler konuştuklarını çok merak ediyordum.
İşte o ismi bir kez daha duymuştum 'Doğan'.Sevdiği adamın ismi.
Uyuyakaldım..
Tam beş gün sonra İlknur ablayı,bulmuşlardı.Kendisi geri dönmemişti ama reşit olmadıgı için polis takip etmiş ve izini bulup ailesine teslim etmişti.
Amcası ve annesi tarafından öldüresiye dövüldü.Nerden mi biliyorum?
Herkesin gözü önünde,sokak ortasında tekmeler indi sırtına.
Amcası, yarın hastaneye götürüleceğini söyledi,öfkeyle..
Çok ağladım,neden hemen götürmüyorlardı hastaneye.Onun canı yanmıştı,kafasını hiç kaldırmadı,kimseyle göz göze gelmedi.
Sürüklenip evlerine götürüldü.
Ben yarın herşeyin düzelebileceğini ve hastaneye götürülüp iyileşeceğini düşündüm.Nasılsa geri gelmişti artık..Affederlerdi anneler,evlatlarını.
Benim annem hep affederdi çünkü..
Ama cahiliyet esir almıştı o insanları,o anne kızını affetmedi.
Hastaneden dönünce,İlknur abla yine dövülmüştü.Eve hapsedildi.Onu hiç göremiyorduk.
Annem,ziyarete gitti.Döndüğünde aglıyordu.İlknur ablanın nasıl oldugunu sordum.
İyi dedi ağlayarak, 'Babası olsaydı keşke' ..
Sonra elimi tutup, 'Sen düşünme bunları,İlknur ablan iyi,belki yarın bize gelir' dedi.
Ben 'babası olsaydı keşke'sözüne takıldım, Arif amca çok düşkündü kızına.Evet,belki herşey daha iyi olabilirdi.Benim babam Arif amca gibi değildi ama iyi bir annem vardı.
Bu yaşananlardan ne kadar uzak tutulmaya çalışsamda,herşeyi anlıyordum.Kafam karmakarışık olmuştu.Sokak ortasında yaşanan vahşet görüntüsü,hala silinmedi hafızamdan.
Sonra unutuldu yaşananlar,İlknur ablayı yine görmedim ama artık buna alışmaya başlamıştım.
Komşularımız yine geliyordu bahçemize,çay ve yanında güzel ikramlar..
Hiç konuşulmuyordu İlknur abla artık.
Annemin belki gelir sözü,hep aklımdaydı.O benim en iyi arkadaşımdı.Bekliyordum elbette.
Ama gelmedi.
Sabah saatlerinde,herkes sokağa fırlamıştı o gün.İlknur ablaların evinin önünde,bir ambulans vardı.
O'nu hastaneye götürdüler.Herkes aglıyordu.İntihara kalkışmış ve bileklerini kesmişti İlknur abla.
Herkes birşeyler söylüyordu haykırarak..Değdimi şimdi?Ne suçu vardı kızın? Bıraksaydınız evlenseydi gibi..
Sonradan anladıgım, Doğan diye bahsettiği sevgilisiyle kaçmış ve İzmir'e yerleşeceklermiş.Fakat yaşından dolayı ailesine teslim edilmiş,ailede sevdiği adamı istememiş..gibi klasik bir hikaye.
Ama dram dolu,acı dolu,cehalet dolu bir hikaye.
İlknur abla bir zaman sonra iyileşti.Ama ben onu hiç görmedim.
Son oyunumuzdu aspirin oyunu,ondada mızıkçılık yapmış ve rakam yerine sevdiği adamın ismini tutmuştu içinden..Bana göre yırtıcı bir kuş ismi dediğimde gülmüştü hani...
Çalışmaya başlamış ve tekrar evi terketmiş..Nedendir bilmiyorum evli bir adamla hemde.
Bizde o sene içerisinde ,mahalleden başka sebeplerle taşındık.
O'nu hiç görmedim bir daha.Çocuklugumda oldugu gibi hala..Sadece haberlerini alıyorum.
Kayıp bir hayattı onunkisi, babasının ölümüyle hayat onun için zincirleme kazalarla doluydu.
Onu tüm bunlara iten sebepleri görememişti hiç kimse.
Ben görüyorum ve yazmak istedim.
Onun hayatı çok daha iyi olabilirdi.Çok zeki,çok güzel bir kızdı O.
Şimdi Akdeniz'de bir şehre yerleşmiş,yalnız yaşıyormuş.Ailesiyle hala görüşmüyor.
Bunu nerden mi biliyorum? Onu benim gibi anlayan birinden duydum .Annemden!
İlknur ablalar gibi sürekli çekiştirilip,hırpalanan tüm hayatlara bol şans..


F.T.