4 Eylül 2010 Cumartesi

ÖLÜMÜ DE KUSACAĞIM



çınar ağaçları ölüm orucunda
hasarat ayaklarımla geldim geceye
bu şehir şimdilik şurda unutulsun
uzun bir bıçak vardı ya avucumda
kendi kendini kanatırdı sessizce


sevdiğim adamın adı: sokak adları
sokak atları ve sokaksız yalnızlığım
içimde tuzlu bir mağma taşırmışcasına
yüzüme geldim yüzümde kuru çam yaprakları
çamlar dediysem inanmanız da gerekmez
pencerelerden sarkıtılan
kaçık erkek çorapları... aaah! ölüm!
zulmettikçe hicvedeceğim seni
içeceğim anasını satayım
kusacağım da! her yere bakan gözlerimle...
tut elimden istanbul!
tut elimden pis orospu!
tut ki elim sana bir mektup gibi kanasın
tut ki elim bir an olsun sıcak
bir an olsun bir sübyan ağlayışı gibi
imzasız kalsın!




Küçük İskender

2 yorum:

Adsız dedi ki...

ölümcül acılar içindeyim
nerdesin

Edip dedi ki...

Mutluluk girdabında yollar hep çıkmaz sokak. Verilen adresler farklı yollar engebeli yolcu şaşkın üzgün ve kızgın Menzile ulaştıracak araçta da sorunlar çok. Zira bazen yolda kalıyor Bazen irili ufaklı kazalar geçiriyor.

Hedefdeki nokta tek ama, ya güzargahlar değişmiş yada araçlar. Belirlenen o noktaya ulaşılamıyor.

İnsanoğlunun aslı adem yani yokluk yani hiçlik bir zerre kadar bile olmayan bu insancıklar neden var olduklarını ispata kalkışırlar sürekli Küçücük dünyalarına büyük büyük duygularını sığdırma çabaları nedendir. Yalnızlığa niye razı olmak istemezler Oysa daha dünyaya gözlerini açtıkları o ilk günden beri tek başına olduklarını bildikleri halde.

Ey insaoğlu! artık aklını ve idrakini iyice doldur bu gerçek fikirle. Kendine yalnızlığını paylaşacak birini asla arama.çünkü hiç kimse senin yalnızlığına ortak olamaz. Ne anne ne baba, ne eş ve nede çocuklar... Sen hep kendinlesin. Aslında senin en kadim dostun yine sensiz. Senin yalnızlığını